Koronavirüs ve ilişkiler

Yaklaşık 2 yıldır koronavirüs sürecinin içerisindeyiz. Salgından dolayı günlük hayatımızın ritimleri sarsıldı, bununla birlikte ilişki içerisinde kendimizi, partnerimizi veya çevremizdekilerle olan dinamiklerimizi hatta değişiklikleri gözlemleme fırsatımız oldu.

Koronavirüs ile birlikte hayatımızda aniden birçok şey değişti. Bir çoğumuz evden çalışmaya başladık. Dışarıda aktivitelere katılım sağlamak veya yakın çevreyle görüşmekten çok, sadece ev önlerinde hava alabilmek gibi oldukça kısıtlandığımız bir döneme geçiş yaptık. Kimilerinin hayatında hiçbir şey değişmedi, kimileri için kimsenin dışarı çıkmıyor olması daha iyi hissettirdi, kimi içinse bu yeni düzen özgürlüğü oldukça kısıtlayıcı bir hâl aldı.

Koronavirüs kaygısıyla birlikte, huzursuzluk hissetmeye başladık, genel bir stres kaçınılmaz oldu ve bu da bir seviyede ilişkilerimizi etkiledi. Çünkü biliyoruz ki duygusal, psikolojik, ekonomik veya fiziksel değişiklikler ilişkilerimizi de etkiliyor. Hem kendi içsel sürecimiz hem de sosyal mesafe zorunluluğundan dolayı,  belki sevdiklerimizle olan yakın ilişkimizi derinleştirmek istedik fakat daha da uzaklaşmamız gerekti. Kısaca bir kişisel sınır çizme ihtiyacı doğdu.

Fotoğraf bu şekilde görünüyorken, o dilediğimiz daha derin bir bağ kurma veya birlikte daha kaliteli zaman geçirme şansını bir şekilde yaratabilir miyiz?

Araştırmalar, koronavirüsden dolayı yaşadığımızda pandemi döneminin bağlanma stillerini bir şekilde etkilemiş olabileceğini gösteriyor. Önce bağlanma stillerini hatırlayalım:

  • Güvenli bağlanma – Yakınlık veya mesafe ihtiyacı konusunda rahattır.
  • Kaygılı bağlanma – Sadece yakınlık olduğunda kendisini güvende hisseder.
  • Kaçıngan bağlanma – Mesafeli olduğunda güvende hisseder.
  • Korkulu & kaçıngan bağlanma – Bir yandan yakın olma arzusu duyarken bir yandan mesafe ihtiyacı duyar, ikisi arasında gidip gelir.

Bir çalışmada, güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin ilişkilerinin kalitesinin arttığını, güvensiz bağlanma stiline sahip olan kişilerin ise ilişki kalitelerinde bozulma olduğu gözlemlendi. Bu da demek oluyor ki koronavirüs kimileri için olumsuz, kimi insanlar için ise olumlu sonuçlar doğurdu. Peki genel tabloya baktığımızda koronavirüsün olumlu olumsuz etkileri neler olmuş, birlikte bunu inceleyelim:

OLUMLU
  • BAZEN KARANLIK ZAMANLAR BİZİ BİRBİRİMİZE DAHA DA YAKINLAŞTIRABİLİR

Koronavirüsün erken döneminde yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ilk birkaç hafta partnerinizle olan ilişkinizi olumsuz etkilemiyor. Bu da demek oluyor ki, eğer sağlıklı bir şekilde çatışmanın yollarını biliyorsanız, aslında birbirinize karşı daha şefkatli ve bağışlayıcı olmak o kadar da zor görünmüyor, ki bu da ilişkinizin kalitesini olumlu yönde arttırır.

  • BİRLİKTE ZOR GÜNLERDEN GEÇİYOR OLMAK BAĞINIZI GÜÇLENDİREBİLİR

Başka bir çalışmada, eğer sağlık çalışanlarının destekleyici eşleri bulunuyorsa, ilişki memnuniyeti anketlerinde daha yüksek puan aldıkları gözlemlenmiştir. Yani aynı safta olmak bağınızı güçlendirmek adına oldukça anlamlı.

  • PARTNER KONUSUNDA DAHA SEÇİCİ OLMUŞ OLABİLİRSİNİZ

Araştırmalar gösteriyor ki, koronavirüs öncesinde bekar olanlar koronavirüs sırasında kiminle flört ettikleri konusunda daha seçici olmaya başlıyor.

OLUMSUZ
  • ZARARLI İLİŞKİLER KİŞİLERE ZARAR VERMİŞ OLABİLİR

Araştırmalar sonucunda fark ediliyor ki, geçmişinde depresyon, güvensiz bağlanma sorunu, azınlık olma, gelir güvencesinin olmaması gibi problemler yaşayan kişiler koronavirüs döneminde yoğun stres, anksiyete, depresyon ve travma sonra stres bozukluğu gibi ruhsal sağlık sorunları deneyimliyor.

  • AYRILIK VE BOŞANMALAR ARTTI

Bir ABD web sitesinden toplanan verilere göre, koronavirüsün ilk günlerinde boşanmayı düşünen çiftlerin sayısında 2019’a kıyasla %34’lük bir artış oldu. Çin’deki ilişkileri inceleyen bir 2020 yorumunda da benzer oranlara rastlandı.

LGBTQ çiftleri içeren bir araştırmada, koronavirüs ile birlikte kaygı, depresyon ve madde kullanım seviyelerinde artış görülmüştür. Başka bir deyişle, koronavirüs ve pandemi hakkında ne kadar stresliyseniz, kaygı ve depresyon düzeyleriniz o kadar yüksek olur.

  • AİLE İÇİ ŞİDDET ARTTI

Bazı durumlarda karantina insanları sağlıksız ortamlarda birlikte yaşamaya zorladı. Özellikle kadına şiddetin arttığı araştırmalar tarafından doğrulanıyor.

İLİŞKİLERİNİZİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE YÖNETMEK ADINA NELER YAPABİLİRSİNİZ?

İlişki içerisinde neye ihtiyaç duyuyorsanız, bunu partnerinizle konuşmaktan çekinmeyin. Eğer siz kendinizi tanıtmazsanız, ilişki içerisinde karşınızdakinin sizi tanıması oldukça zorlayıcı. Örneğin, siz alana ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. Ancak partnerinizin ayrı bir alan ihtiyacı yoksa bunu anlamayabilir. Bu sebeple, bu yönlerinizi karşınızdakine tanıtın. Eğer bu konuyla ilgili daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuyorsanız sınır koymak ne demek adlı yazımı okuyabilirsiniz.

Partnerinizle çatışıyo olmak, anlaşılırdır. Önemli olan, birbirinizi anlamaya ve kendinizi ifade etmeye olan gönüllülüğünüzü kaybetmemiş olmanızdır.

Eğer ilişki içerisinde ihtiyaçlarınızı iletmekte, kendinizi ifade  etmekte zorlanıyorsanız, neye ihtiyaç duyduğunuzu ya nasıl hareket etmeniz gerektiğini bilmiyorsanız tüm bunlar birlikte terapide çalışılabilir. Bu konuya eşlik edecek bir uzmana ihtiyaç duyuyorsanız  randevu talebi oluşturabilirsiniz.

Uzman Klinik Psikolog & Psikoterapist Sezil Tombul

Facebook
Twitter
Telegram
WhatsApp
Email
Print